Ortaokul araştırma projeleri rehberi-bu benim eserim

Almanya'da eğitim

İÇİNDEKİLER
Sayfa
Önsöz 3
Önemli Uyarılar 4
Bilim ve Bilimsel Araştırma 6
Proje Raporu Nasıl Yazılmalıdır? 9
Proje Özeti Nasıl Yazılır? 11
Örnek Proje Özeti 12
Proje Sergisi İçin Bazı Yararlı Hatırlatmalar 13
Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması İle İlgili
Jüri Değerlendirme Ölçütleri 14
Fen Bilgisi Projelerinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar 16
Fen Bilgisi Projelerine Örnekler 18
Matematik Projelerinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar 29
Matematik Projesine Örnek Bir Rapor 30
111. Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması İlanı 33
3
Bu rehber, TÜBİTAK Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’na katılacak
öğrencilere yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Proje çalışması yapacak öğrencilerin
başvuruda bulunmadan önce bu rehberi dikkatle okumaları, sorunsuz bir başvuru süreci için
önemlidir. Öğrenci ve danışmanların çalışmalarının her aşamasında belirlenen kurallara
uymaları, hem kendilerine kolaylık sağlayacak hem de çalışmalarının daha sağlıklı
sonuçlanmasını mümkün kılacaktır.
Bu yarışmanın temel amacı genç beyinleri düşünmeye, gözlem yapmaya, soru sormaya,
merak etmeye, merak ettiklerini araştırma ve araştırmalarını ürüne dönüştürebilmelerine
yönlendirmek ve teşvik etmektir. Bu bağlamda, projelerin değerlendirilmesinde göz önüne
alınacak en önemli husus, projeye kaynak olan fikrin proje sahibi öğrenci/öğrencilerin eseri
olmasıdır. Bu fikir basit; fakat çok ilginç ve pratik bir çözüme yönelik olabilir. Çünkü büyük
başarıların her birinin temelini küçük fikir ve araştırmalar oluşturmuştur. Öğrencilerin kendi
ürettikleri fikirlerine geliştirme aşamasında üniversitelerden ya da araştırma kurumlarından
destek almaları doğaldır. Ancak, bu destek, bilgi alma ya da laboratuvar imkanlarının
kullanımıyla sınırlı olmalıdır. Çünkü bu tür proje çalışmalarında temel amaç,
okullarımızdaki öğrencilerin bizzat proje çalışmalarında yer almalarını sağlayarak
düşünen, kurgulayan ve üreten nesillerin nitelik kazanmalarını sağlamaktır. Yarışmanın
ödülleri, bu sürecin “amacı” değil, gençlerimizi cesaretlendiren birer ‘araç’tır. Sürecin bu
özelliği gerek öğrenciler gerekse danışmanlar tarafından gözden kaçırılmamalı, proje
çalışması yapan öğrencilerimiz tarafından araçların asıl amacın önüne geçmemesi
gerektiği unutulmamalıdır. Öğrencilerin herhangi bir üniversitede yürütülmekte olan bir
araştırmaya katılıp burada yaptığı çalışmaları proje olarak sunması bu yarışmanın ruhuna ve
varoluş nedenine aykırıdır.
Proje konusunun seçimi, işlenişi ve sunumu konularında yararlı olabilecek genel bilgiler
rehberde mevcuttur. Öğrencilerin, proje özet ve raporlarını hazırlarken yol gösterici uyarı ve
kurallara mutlaka uyması gerekir.
Bu proje rehberinin, yarışmaya katılacak öğrencilere ve onlara yardımcı olacak değerli
danışmanlara yararlı olacağını umar, ülkemizin geleceği olan gençlerimize çalışmalarında
başarılar dileriz.
TÜBİTAK
Bilim İnsanı Destekleme
Daire Başkanlığı
4
ÖNEMLİ HUSUSLAR
1- Kişisel/Kurumsal Bilgiler ve İntihal;
Proje özeti, raporu üzerine kişisel ve kurumsal bilgi (ad, adres vb.) ve görsellere (amblem, arma, fotoğraf vb.) yer
verilmesi kesinlikle yasaktır. Video kaydında projeyi hazırlayan kişileri ve okullarını çağrıştıracak, ortaya çıkaracak
her türlü kişisel ve kurumsal bilgi (ad, adres vb.) ve görsellere (amblem, arma, fotoğraf vb.) yer verilmesi yasaktır.
Aksi durumdaki projeler, yarışmadan elenir.
İntihal yazılım programları ile intihal olduğu tespit edilen projeler reddedilir, proje sahibi öğrenci ve danışmanı
bundan sonraki TÜBİTAK etkinliklerine katılmasına izin verilmez ve bu durum okullarına yazı ile bildirilir.
2- Proje sergisi için gerekli bilgisayar ve diğer donanımlar, proje sahipleri tarafından temin edilir.
3- Yarışmanın değerlendirme ve kapsamı;
-Proje ön değerlendirmesinde jüri üyeleri;
– Problemi tanımlamadaki ve probleme yaklaşımdaki orijinallik ile yaratıcılık,
– Problem ile projede uygulanan materyal ve yöntemlerin uygunluğu,
– Probleme yönelik çözümün planlanmasında ve incelenmesindeki beceri, dikkat ve özen,
– Problemin tanımlanmasından çözümüne kadar çalışmanın sürdürülmüş olması,
– Sonuçların irdelenmesindeki sebep-sonuç ilişkisi ve açıklık,
– Raporun yazım kalitesi,
– Yardım alınan kurum, kuruluşların ve kaynakların referans verilmesi,
gibi hususlara göre değerlendirme yaparlar.
*Özgün olmayan ve ilgili öğrenciler tarafından hazırlanmayan projeler,
*Halk sağlığı ve güvenliği için risk teşkil ettiği/edeceği düşünülen ve kişi haklarına aykırı projeler,
*Radyoaktif maddeler, tehlikeli deney setleri, toksik ve kanserojen vb. maddeler ihtiva eden projeler,
değerlendirme kapsamına alınmaz.
Yarışmacılar mülakatı yapan jüri üyelerine projeyi gerçekleştirirken kullandıkları malzeme ve bilgi kaynaklarını
açıklamak, kendilerini destekleyen ve yönlendiren kişileri/kurumları belirtmekle yükümlüdürler.
Aşağıdaki şartlardan biri veya birkaçını içeren projeler değerlendirmeye alınmaz;
– Konunun uzmanlarından gereğinden fazla yardım alınması,
– Herkesin ulaşamayacağı kaynaklardan öncelikli ve özellikli olarak yararlanılması,
– Başkalarının çalışmalarından kaynak gösterilmeden yararlanılması.
Hayvan deneyi içeren projeler yapmayı planlayan öğrenciler deneylerinde öncelikle, omurgalı hayvanlar
kullanmak yerine, olası tüm diğer alternatifleri gözden geçirmelidir. Önerilen bazı alternatifler aşağıda verilmiştir.
a) Omurgasız hayvanlar (örneğin protozoa, planaria, böcekler),
b) Zebra balığı ve kurbağa,
c) Bitkiler, mantarlar ve mayalar,
d) Hücre ve doku kültürleri,
e) Mikroorganizmalar,
f) Matematik ya da bilgisayar modelleri.
Omurgalı hayvanlarla, gözleme dayalı (örneğin hayvanın doğal yaşama ortamında gerçekleşen ve hayvana
müdahale edilmeyen davranış deneyleri) ya da hayvanın çeşitli fiziksel özeliklerinin (örneğin yaş, boy, ağırlık,
renk, metabolik hız, vb.) ölçülmesini ya da atıklarının analizini içeren deneyler kabul edilebilir. Aşağıda araştırma
yapılabilecek omurgalı hayvanların adları verilmiştir.
Fare : Mus musculus, Sıçan : Rattus norvegicus, Tavşan : Oryctolagus cuniculus,
Kobay : Cavia porcellus, Golden : Mesocricetus auratus, Köpek : Canis familiaris,
Kedi : Felis catus, Bıldırcın : Coturnix caturnix,
Bu deneylerde kullanılacak hayvanlar; düzenli, sağlık ve hijyen koşullarına uygun üretim-bakım yapan merkez
ya da laboratuvarlardan sağlanmalı ve bu durum mutlaka belgelenmelidir. Hastalık (özellikle insana bulaşan)
taşıdığı bilinen ya da böyle olduğundan şüphe edilen hayvanlar kesinlikle kullanılmamalıdır. Hayvan deneyi içeren
projelerin yukarıdaki koşullara uygunluğu konusunda karar yetkisi bilimsel jüriye aittir.
5
İnsan deneyleri içeren projelerde:
1. İnsanlardan kan almayı ya da herhangi bir madde vermeyi gerektiren deneyler ile önceden alınmış ve
depolanmış insan kanıyla yapılan deneyler içeren projeler yapılamaz.
2. İnsan içeren deneyler aşağıdakilerle sınırlıdır:
a) Birey ya da grup davranışlarını ölçmeye yönelik deneyler (denekleri rahatsız edici ya da onlara zarar
verici koşullar altında olmayan),
b) Doğal duyusal uyarılara (ışık ya da ses gibi) verilen tepkilerin ölçülmesi,
c) Saç teli ya da damak/yanak içi epitel döküntüsü örnekleriyle yapılan DNA analizi deneyleri.
3. Yukarıda söz edilen deneylerin kabul edilebilmesi için denek olarak kullanılacak kişi/kişilerin deney
hakkında önceden ve anlaşılır biçimde bilgilendirilmesi, denek olmayı kabul ettiğine dair yazılı onayı (çocuk
denekler için bu onay ebeveynlerinden alınmalıdır) ile çalışma için destek alınan kurumun etik kurulunun yazılı
izni gereklidir.
4. Kişilerin özel hayatına müdahale edilmemesine, herhangi bir şekilde fiziksel veya ruhsal zarar
görmemelerine ve kişilik haklarına dikkat edilir.
5. Bilgi talep edilen kişilerin bu bilgileri verip vermeme kararları tamamen kendilerine aittir. Kişiler
kısmen de olsa zorlanamaz.
6. Araştırma amacıyla toplanan özel nitelikteki bilgilerin sadece araştırma için kullanılması zorunlu olup
başkalarıyla paylaşılması yasaktır.
7. Laboratuvar çalışmalarında güvenlik kuralları önemli olup öncesi bilgi sahibi ve dikkatli olunması önerilir.
Tüm değerlendirmelerde jüri kararı kesindir.
6
BİLİM VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA
Bilimsel araştırmaların amacı yaşadığımız doğal dünyayı anlamak ve açıklamaktır. Bir bilimsel araştırma soru
sormakla başlar ve soruların cevabını arayarak devam eder. Sorulara cevap ararken bilimsel gözlem ve bilimsel
fikir iki temel kaynaktır. Bilimsel gözlemlerde duyularımızı kullanırız ve gözlemler genellikle bir deney sırasında
yapılır. Deney, soruların cevaplandırılmasında yardımcı olabilecek delilleri üreten bir deneme veya kontrollü
gözlemdir. Örneğin; ekmeğin küflenmesine sıcaklığın etkisi merak edilebilir. Bu durumda farklı sıcaklıklarda
saklanan ekmeklerde üreyen küflerin miktarlarını karşılaştıran deney yapılır. Bilimsel gözlem yapmak için mutlaka
deney yapmak gerekmez. Bazen doğal dünyayı anlamak için ölçümler ve doğrudan gözlemler yapılabilir. Ölçüm;
zaman, uzunluk, hacim, kütle ve sıcaklık gibi nicelikleri tarif eder. Ölçüm bir sayı ve birimden oluşur. Bilimsel
düşünceler, bilimsel gözlemlerden elde edilmiş deliller kullanılarak geliştirilir. Modeller, teoriler ve kanunlar
bilimsel açıklama türleridir.
Bilimsel modeller, sorularımızı cevaplarken yaptığımız açıklamaları ve çıkarımları destekleyen basit aynı zamanda
somut tasarımlardır. Animasyonlar, simülasyonlar, matematik denklemler, çizimler, üç boyutlu maketler
modellere örnek olarak verilebilir. En iyi bilinen modellere “DNA Modeli”, “Atom Modelleri” ve “Güneş Sistemi
Modeli”ni verebiliriz. Modeller, yeni bilgiler ve bilimsel düşünceler ortaya çıktıkça değişebilir.
Teori, birçok gözlemin bir arada değerlendirilmesi sonunda yapılan açıklamalardır. Örneğin, uzaydaki cisimlerin
birbirinden uzaklaşmasına dayanan gözlemler sonucunda, evrenin genişlediği teorisi ortaya konmuştur. Teoriler
zamanla yeni gözlemlerle değişebilir. Kanunlar ve teoriler farklı türden bilimsel açıklamalardır. Sanılanın aksine
gibi teoriler yeteri kadar kanıtla desteklendiğinde kanunlara dönüşmezler.
Kanun, belirli koşullar altında gerçekleşen doğa olaylarının açıklanması ve bu açıklamalar üzerine yapılan
genellemelerdir. Örneğin, ‘Kütlenin Korunumu Yasası’ (Kimyasal reaksiyona giren maddelerin toplam kütlesi,
reaksiyon sonucunda oluşan ürünlerin toplam kütlesine eşittir). Tıpkı teoriler gibi kanunlar da gözlem ve
denemeler ile test edilmeye devam edilirler. Yani kanunlar da zamanla yeni gözlemlerle değişebilir.
Çıkarım, gözlem ve deneylerden elde edilen verilerin araştırmacı tarafından yorumlanmasıdır. Örneğin sabah
okula giderken yerlerin ıslak olduğu görüldüğünde gece yağmur yağdığı çıkarımı yapılabilir. Araştırmacının
yorumunu geçmiş deneyimleri, sahip olduğu bilgi düzeyi, kültürü, hayal gücü gibi pek çok faktör etkiler. Bu
nedenle aynı deneyi yapan bilim insanları aynı sonuçlara ulaştıkları halde farklı çıkarımlar yapabilirler. Farklı
gözlem ve deneyleri yapan bilim insanları da aynı çıkarımları yapabilir. Çünkü, aynı sonuca ulaşmak için birden
fazla bilimsel yöntem vardır. Bu nedenle araştırmaların sonuçları bilim dünyasının tartışmasına açılır.
Bilimsel araştırmalarda aşağıdaki işlemler yapılsa da, bunlar her zaman belirli bir sırada uygulanmaz. Örneğin
bilimsel araştırma bir soruyla başlasa da, araştırma sürecinin ilerleyen zamanlarında da soru sorulmaya devam
edilebilir. Bilimsel araştırma süreçleri aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.
7
BİLİMSEL SORU SORMA
Bilimsel araştırmalar her zaman bir soru ile başlar. Aşağıda bazı bilimsel soru örnekleri verilmiştir.
· Bitkilerin büyümesinde gün ışığının etkisi nedir?
· Nem mantarların büyümesini nasıl etkiler?
· Solucanlar hangi besinleri yiyecek olarak tercih ederler?
· Bir balonun hacmine sıcaklığın etkisi nedir?
· Cisimlerin renginin ışığın soğrulmasına etkisi nedir?
· Hangi metal en iyi iletkendir?
· Üçgenin iç açıları toplamı nedir?
· İlk n tane doğal sayının toplamı nedir?
KAYNAK ARAŞTIRMA VE HİPOTEZ KURMAK
İlgilendiğiniz konu ile ilgili detaylı bir araştırma yapmalısınız. Bunun için öğretmeninizden size rehberlik etmesini
isteyebilirsiniz. Araştırma konunuz hakkında daha önce neler yapılmış, sizin yapmayı düşündüğünüz deneyler
yapılmış mı? Sonuçları ne olmuş? Bunları öğrendiğinizde özgün bir deney planlayabilirsiniz. Daha önce yapılan
araştırmalarla sizin planladığınız araştırmanın benzer ve farklı yanlarını bilmeniz araştırmanızın özgünlüğünü
ortaya koymanızda yardımcı olur. Araştırma konusu ile ilgili dergiler, ansiklopediler, kitaplar, makaleler okunur ve
bilim insanları ile görüşmeler yapılabilir. Ayrıca doküman elde etmek için internetten de faydalanılır. Kullanılan
tüm kaynaklar proje raporunda mutlaka belirtilmelidir.
Hipotez, deneyler veya gözlemler ile test edilebilen fikirlerdir. Sorunuzun tahmini cevabını hipotez cümlesi haline
getirmelisiniz. Çünkü bütün deney ve gözlemlerin bir hipotezi olmalıdır. Hipotezler pozitif ifadeler olabileceği gibi
negatif ifadelerde olabilir. Aşağıda bazı hipotez örnekleri verilmiştir.
· Bitkilerin büyümesinde gün ışığı etkilidir.
· Nem mantarların büyümesini etkilemez.
· Solucanlar çürümüş yaprakları besin olarak tercih ederler.
8
· Bir balonun hacmine sıcaklığın etkisi yoktur.
· Cisimlerin renginin ışığın soğrulmasına etkisi vardır.
· En iyi iletken altın metalidir.
· Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir.
· İlk n tane doğal sayının toplamı n x (n+1)/2 dir.
Hipotezi Test Etmek (gözlem ve deney tasarlamak)
Tasarlanan deney ya da gözlem yalnızca hipotezin test edilmesine cevap verecek şekilde planlanmalıdır.
Planlamanın uygun bir şekilde yapılabilmesi için aşağıdaki adımlar takip edilebilir.
Birinci Adım: Deney veya gözlem için gerekli malzemeler temin edilir.
İkinci Adım: Deney veya gözlemde izlenecek yol belirlenir (yöntem).
Üçüncü Adım: Deney veya gözlemdeki değişkenler belirlenir. Bir deneyde değiştirebildiğimiz ya da kontrol
altında tutabildiğimiz faktörlere değişken denir. Örneğin, ‘’Bitkilerin büyümesinde gün ışığının etkisi nedir?’’
sorusunun ‘’Bitkilerin büyümesinde gün ışığı etkilidir’’ hipotezine yönelik tasarlanan deneyde bitkilerin gün
ışığında kaldığı süre bu deneyin değişkenidir. Bilimsel araştırmalarda üç tip değişken vardır;
Bağımsız değişken, deneyin sonucuna etki edebilen yani sebep olan değişkendir. Örneğin, sıcaklığın
çözünürlüğe etkisi araştırılıyorsa, sıcaklık burada bağımsız değişkendir. Deney farklı sıcaklıklarda yapılır.
Bağımlı değişken, bağımsız değişkene göre değer alabilen değişkendir. Örneğin, sıcaklıktan etkilenerek
değişen çözünürlük miktarı. Sıcaklık arttıkça çözünürlük artar. Bağımlı değişken burada çözünürlüktür.
Kontrol değişken (kontrol grubu), araştırma sırasında kontrol edebildiğimiz sabit tutulan faktör.
Bir deneyi planlarken kontrol grubunun oluşturulması zorunluluktur. Değişkenlerin deneyin sonucunu
etkileyip etkilemediği ve nasıl etkilediği ancak kontrol grubu ile karşılaştırılarak yapılabilir.
Dördüncü Adım: Deney veya gözlem sırasıyla yapılır. Deneylerden elde edilen verilerin hata payını azaltmak
için tekrarlar yapılır. Bir deneyde alınan bir ölçüm en az üç kez tekrarlanır ve ortalaması alınır. Böylece, elde
edilen verideki hata payı en aza indirgenir ve bu yolla verilerin güvenilirliği sağlanır.
Beşinci Adım: Veriler toplanır. Deney ve gözlem sonunda elde ettiğiniz tüm bilgiler veri olarak adlandırılır.
Verilerin düzenli bir şekilde tablolarda gösterilmesi, grafik haline getirilmesi veya fotoğraflanması sonuçların
anlamlandırılmasına yardımcı olur. Böylece bu verilerden bir sonuç çıkarılabilir. Sunum sırasında aynı verilere
ait hem tablo hem grafik verilmez, bunlardan hangisi sonucu en iyi ifade ediyorsa o tercih edilir.
Elde edilen matematiksel verilerden sonuç çıkarabilmek için veriler istatistiksel işlemlerden geçirilir. Örneğin,
rakamların ortalaması, yüzdesi, frekansı alınır. Tüm bunların amacı verileri anlamlandırırken, hata payını en
aza indirmektir. Böylece araştırmanın sonucuna olan güvenilirlik artar. Gözlemlerden elde edilen delillere
dayalı yapılan açıklamalar araştırmanın sonucudur.
Altıncı Adım: Sonuçlar yazılır. Gözlemler ve deneylerden elde edilen sonuçların başka araştırıcıların benzer
araştırmalarda elde ettikleri sonuçlarla karşılaştırılması önemlidir. Sonuçlar başka araştırmacıların sonuçları
ile uyumlu ise araştırmaya destek sağlanmış olur. Aynı zamanda, birbirini destekleyen araştırmalar daha genel
sonuçlara ulaşılmasını sağlayabilir. Tersi durumda yani araştırma sonuçları başka araştırma sonuçlarından
farklılık gösteriyorsa bunun nedenleri konusunda yeni tahminlerde bulunup, bu konuda yeni araştırmaların
yapılması gerektiği vurgulanabilir. İkinci bir ihtimal ise araştırmanın herhangi bir yerinde hata yapılmış
olmasıdır ki, böyle durumlarda araştırma planı ve uygulama yeniden gözden geçirilmelidir.
9
Yedinci Adım: Sonuçlar değerlendirilir. Elde edilen sonuçlar ne anlama geliyor? Yani sonuçlar hipotezi
destekliyor mu? Eğer desteklemiyorsa kurulan hipotez değiştirilir ve yeni bir hipotez kurularak yeni deney ve
gözlemler yapılır. Her araştırmanın sonunda araştırmacı yeni sorular sorarak yeni araştırmaların yapılmasına
öncülük eder. Araştırmacı araştırmasının sonunda yeni fikirleri öneri olarak sunar.
PROJE RAPORU NASIL YAZILMALIDIR?
Gözlemlerin ve ölçüm sonuçlarının yazılarak kaydedilmesi ve yayınlanması elde edilen bilgilerin başkalarının
ulaşabilmesi bakımından önemlidir. Bu nedenle proje çalışmasının önemli aşamalarından biri de onun rapor
haline getirilmesidir. Proje raporunda gereksiz uzatmalar ve tekrarlar olmamalıdır. Rapor olabildiğince kısa ve öz
olmalıdır. Proje raporu en az 2, en fazla 15 sayfa olmalıdır. Yapılan çalışmanın rapor üzerinden değerlendirileceği
unutulmamalıdır. Proje raporu aşağıdaki sıraya göre yazılmalıdır. Bu sıralamaya proje raporlarının standart olması
için kesinlikle uyulur.
Proje raporu aşağıdaki sırada yazılır:
Proje Adı
Tek bir cümle ile (mümkünse 12 kelimeyi geçmeyen) okuyana proje çalışması hakkında genel bir fikir verecek
şekilde oluşturulmalıdır.
İçindekiler
Projenin ana başlık ve alt başlıklarının birbirine nasıl bağlı olduğunun gösterildiği ve sayfa numaralarının yer
aldığı listedir.
1.Giriş
Araştırmanın probleminin, amacının, hipotezinin yer aldığı ve konuyla ilgili daha önceden yapılmış
araştırmaların sonuçlarından bahsedildiği bölümdür.
2. Yöntem
Araştırmanın yönteminin, veri toplama araçlarının, deney ve gözlem düzeneklerinin ve verilerin analiz
yönteminin verildiği bölümdür.
Deneysel çalışmalarda deney düzeneği, verilerin nasıl toplandığı açıkça anlatılmalıdır. Deney düzeneğindeki
önemli ölçüm cihazlarının (ne olduğu, ölçüm aralığı, duyarlılığı vb.) kimyasal ve biyolojik malzemenin temel
özellikleri belirtilmelidir (Örneğin bir voltmetre kullanılıyorsa bunun ölçme aralığı 5-30 Volt olan bir voltmetre
olarak belirtilmesi ya da optik özellikleri incelenen bir cam levhanın 25 mmx10 mmx1 mm boyutlarında, görünür
bölgedeki ışığı geçiren bir cam plaka şeklinde tanımlanması uygun olur). Deneylerin nerede, kimler tarafından
yapıldığı, ne kadar sürdüğü ve kaç kez hangi koşullar altında tekrarlandığı gibi bilgilerin açık, öz ve anlaşılır bir
şekilde verilmesi gerekir. Bu kısımda çalışılan laboratuvarın özellikleri de belirtilmelidir.
3. Bulgular
Bu bölümde aşağıdaki kısımlara yer verilir.
§ Araştırmada toplanılan verilere ait bulgular açıkça belirtilir.
§ Bulguların amaçlarla uygunluğuna dikkat edilir.
§ Tablo, şekil, resim, çizelge vb. yollarla bulgular olabildiğince nesnel ve yorum yapmadan sunulur.
§ Tablo, şekil, resim, çizelge vb. ifadeleri mutlaka numaralandırıp her biri isimlendirilir (bkz. kendi
branşınızdaki örnekler).
§ Tablo, şekil, resim, çizelge gibi görsellere başlık verilmeli ve metin içerisinde mutlaka atıfta
bulunulmalıdır. Bu ifadelere metin içerisinde atıf yaparken “aşağıdaki, yandaki, yukarıdaki vb.”
ifadelerden kaçınılır. Bunun yerine “Tablo 2’de görüldüğü üzere……” gibi daha açık ifadeler kullanılır.
10
4. Sonuç ve Tartışma
Proje raporunun en önemli kısımlarından birisi bu bölümdür. Proje çalışması ile ulaşılan sonuçlar bu kısımda
yazılır. Sonuçlar sayısal değerler veya sözlü ifadeler olabilir. Sonuçları tartışırken kaynak araştırmasında yer alan
benzeri çalışmalarla karşılaştırmalar yapılır.
Bu kısmın sonunda benzer çalışmalar yapacak olanlara yol göstermesi bakımından ilgili öneriler varsa belirtilir.
5. Kaynakça
Proje çalışmasında faydalanılan yazılı-sözlü kaynaklara rapor içerisinde numara verilerek atıfta bulunulur. Atıfta
bulunmadığınız bir kaynağı buradaki listeye asla eklemeyiniz. Sadece gerçekten okunan kaynaklardan alıntı
yapılmalıdır. Okunan bir kaynağın içerisinde geçen başka kaynaklar, kaynaklar bölümünde gösterilmemelidir.
Eğer bu kaynakların mutlaka belirtilmesi gerekiyorsa, okunan kaynaktan aşağıdaki gibi alıntı yapılır. Kaynaklar
listesinde de sadece okunan kaynak verilir.
Örnek: “Kent (Aktaran: Artvinli, 2009) yaptığı çalışmada iyi bir öğretmen olabilmenin aynı zamanda iyi bir
“öğrenen” olarak kalabilmekte saklı olduğunu, ancak insanların yeni bir şey öğrenme konusunda istekli ve hazır
durumda kalmalarının zor olduğunu, bu nedenle sürekli “öğreten” durumundaki öğretmenlerden hizmet içi
eğitimi önemseyenlerin sayısının önemli olduğu tespitini yapmaktadır”.
Birden fazla esere atıfta bulunuluyor ise kaynaklar numara sırası ile verilmeli ve kaynaklar arasına virgül
konulmalıdır. Örneğin; …..(1), (3) ve (6).
“Kaynakça” başlığa altında kaynakların gösterilmesi
Kaynakların “Kaynakça” başlığı altında gösterimi sırasında aşağıdaki biçime uyulmalıdır:
Eğer kaynak gösterme kongre/konferans bildirisinden yapılmış ise:
(1) Tufan, Y. Hazer, O. Aksu, M. (2003). 3-Amino/1H/1,2,4/ Triazolünün Hofman tipi yapıları sentezi ve
karekterizasyonu. 17. Ulusal Kimya Kongresi., 8-11 Eylül, Haziran, İstanbul.
Eğer kaynak gösterme “süreli yayınlardan” (Dergilerde basılmış makaleler) yapılmış ise:
(2) Mirici, S. (2004). “Endemik Astragalus polemoniacus Bunge’da Yaprak Sapı ve Yaprak Eksplantlarından Yüksek
Oranda Adventif Sürgün Rejenerasyonu” Selçuk Üniv. Ziraat Fakültesi Dergisi, 18(34): 31-34.
Eğer kaynak gösterme basılı “kitaplardan” yapılmış ise:
(3) Tunalı, N.K., Özkar, S., (2007). Anorganik Kimya, Gazi Kitabevi, Ankara.
Eğer kaynak gösterme “lisansüstü tezlerden” yapılmış ise:
(4) Sari, M. (1993). X-Işınları Difraksiyon Yöntemleri ile Böbrek Taşlarının Analizi, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Eğer kaynak gösterme “kurumsal rapor veya yayınlardan” yapılmış ise:
(5) Türkiye Sağlık Bakanlığı. (2014). Türkiye Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2013. Sentez Matbaacılık ve Yayıncılık,
Ankara
(6) DİE (Devlet İstatistik Enstitüsü). (1995). Türkiye İstatistik Yıllığı 1994. DİE Matbaası, Ankara
Eğer kaynak gösterme “internet sitesindeki online yayınlardan” yapılmış ise:
Yazarın soyadı, Yazarın adının baş harfi. (Yayınlanma veya güncellenme yılı). Başlık. Cilt, Sayı, Sayfa no, Alınma
tarihi, internet adresi
(7) Kaya, N. (2015). Coğrafya Eğitiminde Aktif Öğrenme ve Öğrenci Merkezli Yaklaşıma Tarihten İki Örnek, Milli
Eğitim Dergisi, 44 (205), 150-169, Erişim tarihi: 12.10. 2015,
http://dhgm.meb.gov.tr/yayimlar/dergiler/Milli_Egitim_Dergisi/205.pdf
11
(8) TÜBİTAK (2015). 46. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Proje Rehberi 2015, Erişim tarihi:
12.11.2015, http://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/2204_proje_kitapcik.pdf
Kişisel görüşmeden alıntı (amaçlı mülakatlar değil):
Kişisel görüşmeler metinde belirtilmeli fakat kaynakçada yer almamalıdır (Demiral, H., kişisel görüşme, Eylül
2015).
Eğer kaynak gösterme bir “editörlü kitaptan” yapılmış ise:
Kitap içindeki bölüm yazarının,
Soyadı, Adının ilk harfi (Yayın Yılı). Bölüm başlığı, kitabın başlığı, editör(ler): ad, soyad, yayınevi, sayfalar.
(10) Artvinli, E., Martinha, C. (2014). Coğrafya Müfredatında CBS: Türkiye ve Portekiz’in Karşılaştırılması,
Avrupa’da Yenilikçi Coğrafi Öğrenme: 21. Yüzyıl için Yeni Zorluklar. Editörler: Rafael de Miguel González ve
Karl Donert, Cambridge Scholars Publishing, 121-140.
Eğer kaynak gösterme “Gazete Makaleleri ve haberlerinden” yapılmış ise:
Yazarı Belli Gazete Makalesi veya Haberi:
Yazarın soyadı, Yazarın adının baş harfi. (Tam yayın tarihi-gün/ay/yıl). Makalenin adı. Gazetenin Adı. Sayfa aralığı,
ülke. (internetten alındı ise ilave olarak) Erişim tarihi, web sitesi tam linki.
Yazarı Belli Olmayan Gazete Makalesi veya Haberi:
Makale veya haberin başlığı. (Tam yayın tarihi-gün/ay/yıl). Gazetenin adı, sayfa numarası, Ülke. (internetten
alındı ise ilave olarak) Erişim tarihi, web sitesi tam linki.
Tek yazarlı kaynak gösterimi
(11) Karademir, E. (2009). Fizikte kullanılan özel deney tasarımlarının uygulanması. Ulusal Fizik Eğitimi Dergisi, 5
(2), 171-189.
Çok yazarlı kaynak gösterimi
(12) Karademir, E., Durmaz, A.; İleri, N. (2008). Cam yapıların dayanıklılık ölçümlerinin belirlenmesi. Fizikte Özel
Konular Dergisi, 17 (3), 98-113.
Ekler
Metin içerisinde yer almaları halinde konuyu dağıtan veya çok uzun metinlerden oluşan, çeşitli araştırma
bulgularına dayalı çok uzun tablolar vb. EKLER bölümünde verilebilir. Ayrıca araştırmayı yapmak için alınan yasal
izinler, yazışmalar, gerekirse e-posta örnekleri de burada gösterilmelidir. Bu tür eklerin her biri için uygun bir
başlık seçilerek bunlar metin içerisinde geçiş sıralarına göre “Ek 1., Ek 2., Ek 3.,…” şeklinde, her biri ayrı bir
sayfadan başlayacak şekilde yer almalıdır.
PROJE ÖZETİ NASIL YAZILIR?
Proje yapan her öğrenci/öğrenciler araştırma özeti yazmalıdır. Özet kısa ve anlaşılır olmalıdır. Özetin tamamı 150-
250 kelime arasında olmalıdır. Özeti okuyan, proje hakkında genel bir fikir edinmelidir. Projenin ayrıntılarından,
yorumlardan ve kaynaklardan özette bahsedilmez. Ancak her birinden birkaç cümle ile bahsetmek şartı ile
projenin amacı, kullanılan yöntem veya yöntemler, yapılan gözlem ve elde edilen temel bulgular ve sonuçlardan
bahsedilir. İdeal olan başlarken taslak bir özet oluşturup, çalışma bittiğinde proje raporunun içeriğine uygun bir
şekilde özeti güncellemektir.
12
ÖRNEK PROJE ÖZETİ
KUM ZAMBAĞI (Pancratium maritimum L.) ÖZÜTÜNÜN SOĞAN (Allium cepa L.) KÖK HÜCRELERİNDE
MİTOZ BÖLÜNMEYE ETKİSİ
Özet
Pancratium maritimum L. (kum zambağı) Nergisgiller familyasına (Amaryllidaceae) ait ülkemiz Akdeniz, Ege ve
Karadeniz sahillerinin ılıman kısımlarında yayılış gösteren, nesli tehlike altında olan soğanlı, doğal bir türdür.
Birçok araştırma sonucuna göre bazı bitki özütlerinin mitoz bölünmeyi durdurucu etkisinin olduğu tespit
edilmiştir. Allium testi de sitotoksit etkilerin incelenmesinde kullanılan yöntemlerden biridir. Kum zambağı
bitkisinin %50 içme suyu ile seyreltilmiş yaprak özütünde köklendirilen Allium cepa L.’nın (yemeklik soğan) soğan
kök uçlarında mitoz bölünme incelenmiştir. Bunun için kökler 30 dakika glasial asetik asitte bekletilmiş ve
ardından 1 N HCl de 10-11 dakika hidroliz edilmiştir. Feulgen boyasında 1 saat karanlıkta boyanan köklerden
ezme preperat tekniği ile preperat yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı, Pancreatum maritimum L. bitkisinden elde
edilen yaprak özütünün soğan kök hücrelerinde mitoz bölünmeye etkisini araştırmaktır. Hazırlanan preperatlarda
rastgele 10 alanda bölünen ve bölünmeyen hücreler sayılarak birbirine oranı (Mitotik İndeks) hesaplanmıştır.
Deney grubunda kontrole göre tüm mitotik fazlarda ve dolayısıyla mitotik indekste ciddi bir düşüş görülmüştür.
Kontrol grubunda 9.51 olan mitotik indeks deney grubunda üç kattan daha fazla azalmış ve 3.20 olarak
bulunmuştur. Mitotik indeksdeki bu azalma %50 öldürücü dozun da üstündedir. Bu çalışmadan elde edilen bilgi
Pancratium maritimum L. bitkisinin tıbbi amaçlı kanser tedavisinde kullanılması için bir potansiyel olabileceğini
göstermektedir. Bu çalışmada da görüldüğü gibi bitkiler faydalı olabileceği gibi toksik etkiler de gösterebilir. Bu
nedenle bitkiler bilinçsiz bir şekilde kullanılmamalıdır.
Anahtar Kelimeler: Mitotik indeks, Allium cepa, Pancreatum maritimum L.
13
PROJE SERGİSİ İÇİN BAZI YARARLI HATIRLATMALAR
Sergiye katılacak her öğrenciye projelerini sergilemek için gerekli alan sağlanacaktır. Serginin ana amacı katılımcı
öğrencilerin çalışmalarını sergiyi gezenlere sunmasını sağlamaktır.
Proje çalışması ile ilgili fotoğraf, şekil, grafik ve yazıları sergiyi gezenlerin kolayca görüp izleyeceği şekilde ve
büyüklükte pano üzerine yerleştirilir. Yanınızda yapışkan bant, kalın yazan renkli kalemler ve boş kağıtlar
bulundurun. Sergi sırasında pano üzerine bazı eklemeler yapmayı isteyebilirsiniz. Panoyu düzenlerken her türlü
özeni gösterin. Genel görünüşün sergiyi gezenler üzerinde etkili olacağını unutmayın.
Proje çalışmanızda kullandığınız düzeneği, alet ve cihazlarla yaptığınız uygulama modelini masa üzerinde
sergileyiniz. Çalışan bir model üzerinde araştırmanızı görmek sergiyi gezenleri olumlu etkileyecektir. Bölge ve
final sergilerine katılacak öğrencilerin jüri sunumlarında kullanmaları için projeleriyle ilgili 10 dakikalık Powerpoint
sunum hazırlamaları gerekmektedir.
İYİ BİR POWER-POINT SUNUMU NASIL HAZIRLANIR?
· Bir sunuda renkler dikkat çeker ve görsel etki yaratır ancak, bir slaytta çok fazla renk kullanmak da
okuyucunun dikkatini dağıtır.
· Okunabilirlik açısından;
beyaz üzerine siyah, yeşil, kırmızı, mavi
mavi üstüne beyaz
siyah üstüne sarı renklerini kullanabilirsiniz.
· Dikkat çekmek istediğiniz öğeleri kırmızı ile gösterebilirsiniz.
· Anlatmak istediğiniz şeye katkısı olmayan görseller dikkat dağıtır.
· Karşılaştırma yapıyorsanız görselleri yan yana koyun.
· İkiden fazla farklı yazı tipini birlikte kullanmayın.
· Kalın ve düzgün yazı tipini tercih edin (verdana, times new roman, calibri gibi).
· Bir slaytta en fazla 8 satır yazı kullanın.
· Satırlar arasındaki boşluk sıkışık olmamalıdır.
· Abartılı animasyonlardan kaçının.
· Başlıkları slaytın soluna ya da ortasına hizalayın.
· Başlıkla metin arasında en az bir satır bırakın.
· Bir slaytta en iyi hatırlanan kısım sol üst köşedir. Sizin için önemli olanı bu kısma yerleştirin.
İYİ BİR POSTER SUNUMU NASIL HAZIRLANIR?
Projenizi inceleyenlerin dikkatini çekmek için; posterinizin içinde yer alan resim, grafik, tablo ve yazıların
kolay anlaşılır, kolay okunur ve aynı zamanda dikkat çekici olması gerekir. Bunun için;
· Posterinizde başlıkları hep aynı renkte, aynı yazı tipinde ve aynı büyüklükte (yazı tipi boyutunda)
kullanabilirsiniz.
· Posterinizdeki yazıların uzaktan okunacak boyutta olmasına özen gösterin.
· Posterinizde yer alan metin içindeki ifadelerin tekrarlarından kaçının. Bir ifadeyi hem grafik hem tablo ile
göstermeyin. Sonucu en iyi ifade eden birini seçin.
· Posterinizi uzun anlatımlar yerine fotoğraf, şekil ve grafik gibi kolay ve çabuk anlaşılır görseller
kullanarak destekleyin.
· Posterinizde yer alan her grafiğin, tablonun, şeklin veya fotoğrafın bir başlığı olmalıdır. Kullandığınız
görselde anlatmak istediğiniz şeyi tam olarak ifade edin.
· Posteriniz araştırmanızın başlığı altında özet, hipotez, yöntem, bulgular, sonuç ve tartışma başlıklarını
içermelidir.
14
İYİ BİR SUNUM NASIL YAPILIR?
· Sizi dinleyenlerle göz teması kurun.
· Sunumunuz sırasında zorlandığınızda slaytınızdan yardım alabilirsiniz ancak, sunumun tamamını
okumayın.
· Kendinize güvenin ve istekli görünün.
· Anlaşılır bir şekilde konuşun, konuşma hızınız ve sesinizin yüksekliğine dikkat edin.
· Sunumu iki kişi yapacaksanız önceden planlayın, sunum yeteneği daha iyi olan proje arkadaşınızı ön
plana çıkaracak şekilde düzenleyin.
· Bir soru karşısında tekrar konuyu anlatmayın, yalnızca size sorulan soruların cevabını verin.
ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI İLE İLGİLİ JÜRİ DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ
Jüriler, ‘Ön değerlendirme (Proje rapor değerlendirme) sırasında aşağıda belirtilen ölçütlere uygun olarak
değerlendirmelerini gerçekleştirmekte ve 1-5 ölçeği kullanılarak puanlama yapmaktadırlar. Bu ölçekte 1-yetersiz,
2-iyi değil, 3-orta, 4-iyi, 5-çok iyiye karşılık gelmektedir. Aynı alandaki projeler aldıkları puana göre sistem
tarafından otomatik olarak sıralanmaktadır. O alana ayrılan kontenjan kadar proje aldığı puan dikkate alınarak
bölge sergisine çağrılmaktadır. Bu nedenle projenizi tamamlamadan önce aşağıdaki ölçütleri dikkate alarak tekrar
gözden geçiriniz. Kopya olduğu belirlenen projeler değerlendirmeye alınmadan yarışma dışı bırakılmaktadır.
Jüriler, sergi değerlendirmesi sırasında aşağıda belirtilen ölçütlere uygun olarak değerlendirmelerini
gerçekleştirmektedirler. Özgünlük ve yaratıcılık ile kullanılan bilimsel yöntem her alan için en yüksek puanlanan
ölçütleri oluşturmaktadır. Değerlendirme 100 puan üzerinden yapılmaktadır. Her jüri üyesi değerlendirmeyi ayrı
yapmakta ve ortalama puan elde edilmektedir. Bu nedenle projenizi tamamlamadan önce aşağıdaki ölçütleri
dikkate alarak tekrar gözden geçiriniz. Değerlendirmelerde jüri kararı kesindir.
ÖZGÜNLÜK VE YARATICILIK:
a) Proje, çözüme kavuşturulmak istenilen konuda yaratıcılık ve özgünlük taşıyor mu?
b) Yaklaşım, çözüme yönelik mi?
c) Verilerin yorumu özgün mü?
BİLİMSEL YÖNTEM:
Veri toplamada kullanılan örneklem (gözlem-ölçme-deneme)
a) Problem açık ve kesin olarak belirtilmiş mi?
b) Çözüme ulaşmak için yöntemsel bir plan var mı?
c) Değişkenler açıkça belirlenmiş ve tanımlanmış mı?
d) Eğer proje takip gerektiriyorsa, öğrenci/öğrenciler bu gerekliliğin farkında mı ve bu takibi doğru bir
şekilde yapmışlar mı?
e) Sonucu destekleyecek yeterli veri var mı?
TUTARLILIK VE KATKI:
a) Projenin geliştirilmesi sürecinde neden-sonuç ilişkisinde tutarlılık var mı?
b) Sonuçlar, deneysel olarak ispatlanmış mı?
c) Proje ilgili alana yeni bir açılım ve katkı sağlamakta mıdır?
15
ÖZÜMSEME VE HÂKİMİYET:
Proje sahibi öğrenci/öğrencilerin, sunum ile ilgili değerlendirme ölçütleri
a) Proje, açıkça tartışılmış, amaç-prosedür ve sonuçları yeterli düzeyde açıklanmış mı? Bu noktada projenin
temel amacından sapan ezberlenmiş sözler olup olmadığına dikkat edilmelidir.
b) Projenin önemli noktaları sistematik bir şekilde sunuldu mu?
c) Veriler ve sonuçlar anlaşılır biçimde sunuldu mu?
d) Projenin hazırlanışında diğer kişi ve kurumlardan (rehber öğretmen, laboratuvar, üniversite.. vb.) ne
ölçüde yardım alındığı vurgulanmış mı?
UYGULANABİLİRLİK:
Gerçek hayatta kullanılabilir bir sonuç ortaya koyuyor mu?
KAYNAK TARAMASI:
a) Kaynaklar Proje Raporu içinde kullanılmış mı?
b) Kaynaklar proje ile ilişkilendirilmiş mi?
SONUÇ VE AÇIKLIK:
Proje, sonuçlandırılmış ve verilere bağlı olarak açık bir şekilde izah edilmiş mi?
TÜBİTAK değerlendirme ölçütleri üzerinde değişiklik yapabilir.
16
FEN BİLGİSİ PROJELERİNDE DiKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
CANLILARLA İLGİLİ YAPILAN PROJELERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Canlılarla ilgili alanda yapılacak araştırmalarda laboratuvar kullanılacaksa, laboratuvar güvenlik kurallarını
(internetten temin edebilirsiniz) öğretmeninizle birlikte gözden geçiriniz. Böylece çalışma sırasında kendinizi ve
çevrenizi riske atacak şeyleri bilir, güvenli bir şekilde araştırmanızı yapabilirsiniz.
Canlılarla yapılan projelerde öncelikle onlarla ilgili kısıtların ve risklerin bilinmesi gerekir. Örneğin, hayvan
deneylerinde, kullanımına izin verilen ve üretici firma tarafından temin edilen deney hayvanları ile çalışılması
zorunluluktur. Hayvan deneyleri yapacak genç araştırmacılar da tıpkı bilim insanları gibi illerinde bulunan
üniversitelerin etik kurullarına ya da Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu’na (HADYEK) başvurularını yapmalıdır.
Çalışmada bitkiler ile çalışılacak ve doğadan bitki toplanacak ise; toplanacak bitkinin bilhassa ülkemize endemik
olan türler olması durumunda bu türün yayılışı, koruma statüsü, yeryüzü popülasyon durumu ve çalışma için
gerekli materyal miktarı göz önünde bulundurulmalıdır. Uluslararası IUCN (The International Union for
Conservation of Nature) kriterlerine göre CR (Critically Endangered: Kritik Olarak Tehlikede) veya EN
(Endangered: Tehlikede) risk grubundaki türlerle çalışılacağı zaman daha dikkatli olunmalıdır. Bu bitki gruplarında
illerimizde bulunan etik kurullara başvurulması gerektiği gibi, ülkemizde doğadan bitki toplanması hususu iki
kurumun bilgisi dâhilinde yapılmalıdır. Bunlardan ilki, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar
ve Politikalar Genel Müdürlüğü, diğeri ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü’dür. Bu iki kurumun ilinizde veya bölgenizde bulunan ilgili birimlerine de başvurulabilir. Ayrıca,
çalışacağınız bitkinin bilimsel tür teşhisinin mutlaka ilgili uzmanı tarafından yapılması gerekmektedir. Sizin için
papatya olan bir tür uzmanı tarafından teşhis edildiğinde çok başka bir cinse ait bir bitki türü olabilir. Bunun için
üniversitelerden yardım alabilirsiniz.
Mikrobiyoloji deneyleri yapacak olan genç araştırıcıların patojen mikroorganizmalar ile çalışması yasaktır. Ancak,
patojen olmayan mikroorganizmaların da belirli koşullarda patojen olabilecekleri unutulmamalıdır. Besi yerindeki
mikroorganizmaların kapakları kapalı tutulmalı ve işi biten kültürler steril edilerek atılmalıdır.
Laboratuvarda kullandığınız kimyasalların Malzeme Güvenlik Bilgi Formlarına (MSDS) bakarak kontrol ediniz.
Moleküler biyoloji ve genetik çalışmalarında DNA ve RNA içeren jel atıklarını laboratuvar sorumlusuna teslim
ediniz.
Deneylerinizde kullanacağınız deneklerin sayısını mutlaka literatürden okuyarak ya da üniversitelerin istatistik
bölümünden destek alarak tespit ediniz. Az sayıda örnekle yapılan çalışmalardan elde edilen bulguların
yorumlanması hem araştırıcı için sıkıntılı olur hem de üretilen bilginin güvenilirlik ve geçerliği üzerinde şüpheler
olur.
FİZİK KONULARI İLE İLGİLİ PROJELERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Bilimsel projelerde Fizik alanı son derece geniş ve ilgi çekici bir alandır. Bu alanlarda son yıllarda büyük gelişmeler
yaşanmaktadır. Dolayısıyla bu gelişmelerin takip edilmesi, öğrencilere aktarılması ve bu alanda proje yapılması
son derece önemlidir. Ayrıca öğrencilerin popüler bilim dergilerini okuması, fizikle ilgili belgeselleri takip etmesi
ve konuyla ilgili araştırma yapmaları önemlidir.
Fizik Alanında Yapılan Çalışmalara Örnekler:
1. Çözülmüş bir problemi farklı yöntem ve tekniklerle çözebilirsiniz (Örneğin, ışığın yansıması ile ilgili
kanunları farklı bir yöntemle gösterme).
2. Yapılan deneylerin, yapıldığı koşulları yeniden oluşturmak, farklı nesneleri, farklı teknikleri veya farklı
ilkeleri kullanarak yeniden yapabilirsiniz (Örneğin, İletkenlerin direncini ölçme).
17
3. Güncel ve bölgesel sorunlara çözüm arayabilirsiniz (çevresel sorunlar, trafik sorunları, tarımsal sorunlar:
Güneş enerjisinden yararlanmak için modeller üretme, her türlü enerji tüketimini azaltmak için modeller
oluşturma).
4. Deney düzenekleri tasarlayabilirsiniz (Rüzgar enerjisi ölçümü, Isı Yalıtımı, Güneş ışınlarından enerji
üretimi gibi.)
5. Güncel gelişmeleri izleyerek bu gelişmelere katkı sunacak yeni fikirler üretebilirsiniz (son yılların popüler
alanlarından olan nanoteknoloji alanında yapılan çalışmaları izleyerek küçük çaplı ama önemli fikirler
oluşturabilirsiniz).
KİMYA KONULARI İLE İLGİLİ PROJELERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Kimya alanı oldukça geniş bir çalışma alanına sahiptir. İnsanların yaşam kalitesini arttırmada, hayatı daha
anlaşılabilir bir hale getirmede bu bilim dalı büyük bir öneme sahiptir. Her gün daha fazla endüstrileşen ve
böylece daha fazla kirlenen dünyamızda olası çevre ve sağlık problemlerin tespitinde kılavuzluk eder, çözümünde
yardım eder. Ayrıca hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde, yiyecek ve içeceklerin kalite kontrolünde, yeni
teknoloji ve malzeme üretiminde kimya rol alır.
Laboratuvarda deney yaparken çok dikkatli olmak gerekir. Genel laboratuvar güvenlik kurallarının öğrenilmesinin
yanında kimyasal maddelerle güvenli şekilde çalışılması konusunda bilgi sahibi olmak gerekir. Birçok kimyasal
maddenin yanıcı, zehirli, tahriş edici veya patlayıcı olduğu, kolaylıkla deriden geçebileceği, buharlaşma yolu ile
soluduğunuz havaya karışacağı akıldan çıkarılmamalıdır. Bu nedenle aşağıdaki güvenlik kurallarına titizlikle
uyulur.
1. Deneylerde gözlük, eldiven ve ağız maskesi kullanılır.
2. Laboratuvarda koşulmaz ve şaka yapılmaz.
3. Sadece yapılacak deneyle ilgilenilir.
4. Laboratuvarda bir şeyler yenmez ve içilmez.
5. Masalara ve yere dökülen kimyasal maddeler hemen temizlenir.
6. Kimyasal maddelere elle temas edilmez.
7. Laboratuvardaki cihazlar büyük bir itina ile kullanılır.
8. Kimyasal maddelerin veya çözeltilerin tadına bakılmaz ve koklanmaz.
9. Kimyasal maddeler çöp kutusuna ve lavaboya boşaltılmaz.
10. Kimyasal madde şişesinin üzerindeki etikete dikkat edilir.
18
FEN BİLGİSİ PROJELERİNE ÖRNEKLER
ÖRNEK FENBİLGİSİ PROJESİ RAPORU- 1
KUM ZAMBAĞI (Pancratium maritimum L.) ÖZÜTÜNÜN SOĞAN (Allium cepa L.) KÖK HÜCRELERİNDE
MİTOZ BÖLÜNMEYE ETKİSİ
1. Giriş
Pancratium maritimum L. Nergisgiller familyasına (Amaryllidaceae) ait ülkemiz Akdeniz, Ege ve Karadeniz
sahillerinin ılıman kısımlarında yayılış gösteren, soğanlı doğal bir türdür (1). Pancratium türleri ekstrem iklim
koşullarına ve kumul, kurak koşullara çok dayanıklıdır (2). Bazı türleri süs bitkisi olarak kullanılırken, bazıları da
çok değerli alkaloidlerinin kansere karşı kullanılan ilaçlarda yer alması nedeniyle kıymetlidir (3). Türkiye’de doğal
olarak yetiştiği bilinen ve kayıt altına alınan tek Pancratium türü Kum Zambağı adıyla bilinen Pancratium
maritimum L.’dur ve nesli tehlike altındadır (Şekil 1),(4).
Şekil 1. Kum Zambağı (Pancratium maritimum L.), (6).
Bazı bitki özütlerinin mitoz bölünmeyi durdurucu etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu bitkilerin başta kanser olmak
üzere bazı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği düşünülmektedir. Örneğin, Mısır sahillerinde yetişen P.
maritimum bitkisinin soğanlarında bulunan bazı bileşiklerin sitotoksik ve tümöre karşı etki (antitümör aktivite)
gösterdiği tespit edilmiştir (5). P. maritimum bitkisinde alkoloid, terpen, sterol gibi maddeler bulunmuştur (6).
Kum zambağının hem süs bitkisi olarak kullanılma hem de tıbbi bitki olma potansiyeli nedeniyle üzerinde daha
fazla araştırma yapılmasının gerektiği bildirilmektedir (7).
DNA’da hasar oluşturan etkiye genotoksik etki denir. Bu etki aynı zamanda kanser başlatıcı bir mekanizma olarak
bilinir. Bu yüzden geliştirilen çeşitli yöntemler de DNA’daki hasarın saptanması ve böylece kanser riskinin
belirlenmesinde kullanılır (Şekil 2), (8). Genotoksite uygulamalarında mikroorganizmalar, böcekler, bitkiler,
omurgalı hayvanlar, insan ve bitki hücreleri model olarak kullanılmaktadır. Allium testi sitotoksit etkilerin
incelenmesinde kullanılan yöntemlerden biridir (9).
Sitotoksisite mitotik indekste bir azalma olarak da tanımlanmaktadır. Mitotik indeks hücre bölünme frekansının
tahminidir. Test organizmalarında mitotik indeksin kontrolün genellikle %50’sinin altına düşmesi bir süre sonra
öldürücü (subletal) etkiye neden olmaktadır ve bu değer sitotoksik sınır değeri olarak adlandırılmaktadır (8, 10).
19
Şekil 2. Genotoksinlerin DNA üzerindeki etki mekanizması (8).
Bu çalışmanın amacı, soğanlı bir bitki olan Pancreatum maritimum L. bitkisinden elde edilen yaprak özütünün
soğan kök hücrelerinde mitoz bölünmeye etkisini araştırmaktır.
Hipotez: Pancreatum maritimum L. bitkisinin yaprak özütünün Allium cepa L. kök hücrelerinde mitoz bölünmeye
etkisi vardır.
2. Materyal ve Yöntem
2. 1. Materyal
P. maritimum Antalya-Adrasan kıyı kumullarından toplanmıştır. Bitkinin teşhisi sistematik botanik alanında
uzman Yrd. Doç. Dr. İ. Gökhan Deniz tarafından yapılmıştır.
2. 2. Yöntem
2. 2. 1. Kum Zambağı Yaprak Özütünün Hazırlanması
Kum zambağı bitkisinin yaprakları (100 gr) bıçakla küçük parçalara ayrıldı. Porselen havana konup, havan
tokmağıyla iyice ezildi. Üzerini örtecek şekilde (100 mL) içme suyu ilave edildi. Beherlerin ağızları kapatılarak 6
saat oda sıcaklığında bekletildi. Daha sonra sıvı kısım alınarak özütler elde edildi.
2. 2. 2. Soğanın Köklendirilmesi
Yemeklik soğanlar içme suyu içerisinde kök uçları temas edecek şekilde çay bardakları içerisinde 3 gün süre ile 24
saatte bir suları değiştirilerek köklendirildi. Daha sonra kontrol grubu olan soğanlar içme suyunda bırakılırken
deney grubundaki soğanlar % 50 oranında içme suyu ile seyreltilmiş kum zambağı yaprak özütü içeren çay
bardaklarında 24 saat bekletildi.
2. 2. 3. Mitoz Preperatlarının Hazırlanması
Kök uçları yaklaşık 1cm uzunluğunda kesildi. Kesilen kök uçları %100’lük glasial asetik asitte 30 dakika bekletildi.
Daha sonra 60 °C de ısıtılmış 1N HCl içinde yaklaşık 10-11 dakika tutuldu. Asidi uzaklaştırmak için suda 5 dakika
yıkandı. Feulgen boyasında 1 saat karanlıkta bekletilerek boyandı. Boyanmış kök ucunun 3mm lik uç kısmı
kesilerek lam üzerine konuldu (Şekil 3). Boyanan kısım bir bistüri yardımıyla iyice parçalandı. Lamel kapatılarak
üzerine başparmakla basınç uygulandı. Hücrelerin iyi dağılması için kurşun kalemin arkası ile lamel üzerine birkaç
kez hafifçe vuruldu. Oluşturulan preparatlar mikroskopta incelendi (11).
20
Şekil 3. (a) Köklendirilmiş Allium cepa, (b) feulgen boyasında kök uçları, (c) kök uçlarında preperat yapımı
Denemeler 3 tekrarlı olarak yapıldı. Her bir deneme için 3 preparat hazırlandı. Her biri bir kök ucundan hazırlanan
preparatlarda 10 saha taranarak bölünen hücreler ve toplam hücre sayısı tespit edildi, fotoğrafları cep telefonu
ile çekildi ve bölünmelerin mitotik indeksleri hesaplanarak tablo oluşturuldu (11).
2. 2. 4. Mitotik İndeksin Hesaplanması (MI)
Her bir uygulamadan en az 3000 hücre incelenerek mitoz evresindeki (profaz, metafaz, anafaz, telofaz) hücreler
sayıldı ve toplam hücreye % cinsinden oranı verildi (11).
Araştırmanın Değişkenleri
Bağımsız değişken: bitki özütü
Bağımlı değişken: mitotik indeks
Kontrol değişken: araştırmada kullanılan tüm değişkenler sabit tutulmuştur. Örneğin çimlenme süresi, kullanılan
boya ve preperat tekniği gibi.
3. Bulgular
Pancratium maritimum L.’un (Kum Zambağı) yaprak özütünün Allium cepa’da (yemeklik soğanda) mitoz bölünme
üzerine etkisi Tablo 1’de görüldüğü gibi; kontrole göre tüm mitotik fazlarda ve dolayısıyla mitotik indekste ciddi
bir düşüş göstermiştir. Kontrol grubunda 9.51 olan mitotik indeks deney grubunda üç kattan daha fazla azalmış
ve 3.20 olarak bulunmuştur. Ayrıca kontrol grubunda profaz hücrelerinin deney grubuna göre yine üç kat azaldığı
görülmektedir (Tablo1). Mitotik indeksdeki bu azalma %50 öldürücü dozun da üstündedir.
Şekil 4. (a) Kontrol grubunda mitoz bölünen hücreler, (b) Deney grubunda mitoz bölünen hücreler
21
Tablo1. Pancratium maritimum L.’in (Kum Zambağı) yaprak özütünün Allium cepa’da (yemeklik soğanda) mitoz
bölünme üzerine etkisi
Profaz Metafaz Anafaz Telofaz BHS THS M.I.
Kontrol 223 43 22 9 296 3110 9.51
Deney grubu
% 50 yaprak özütü
71 19 14 5 109 3400 3.20
M.İ. (Mitotik İndeks), B.H.S. (Bölünen Hücre Sayısı), T.H.S. (Toplam Hücre Sayısı)
4. Sonuç ve Tartışma
Çeşitli bitkilerin özütlerinin Allium cepa’da mitoz bölünmeye etkisi yani sitotoksisite çalışmaları yapılmıştır.
Genellikle de sonuçlarda bu çalışmadakine benzer şekilde kontrole göre mitotik indekste ve mitoz fazlarda
düşüşler bildirilmiştir (13, 14, 15). Bu çalışmadan elde edilen bilgi Pancratium maritimum L. bitkisinin tıbbi amaçlı
kanser tedavisinde kullanılması için bir potansiyel olabileceğini göstermektedir. Bunun için farklı
konsantrasyonlardaki özütler farklı sürelerde bekletilerek mitoz bölünmeye etkisi ve yarı öldürücü doz
belirlenebilir. Ayrıca, bu çalışmada da görüldüğü gibi bitkiler faydalı olabileceği gibi toksik etkiler de gösterebilir.
Bu nedenle bitkiler bilinçsiz bir şekilde kullanılmamalıdır.
5. Kaynaklar
(1) Şenol, B., Şenol, S.G. (2015). Pancratium maritimum L.’da (Kum Zambağı) Çimlendirme Çalışmaları, 1. Ulusal
Bitki Biyolojisi Kongresi, 2-4 Eylül, Bolu.
(2) Meerow, A.W., Guy, C.L., Li, Q.B. & Clayton, J.R. (2002). Phylogeny of the tribe Hymenocallideae
(Amaryllidaceae) based on morphology and molecular characters. Annals of Missouri Botanical Gardens, 89
(3): 400–413.
(3) Ioset, J.R, Marston, A., Mahabir, P.G. & Hostettmann, K. (Aktaran: Gümüş, C.), (2001). A methylflavan with
free radical scavenging properties from Pancratium littorale. Fitoterapia, 72: 35–39.
(4) Baytop, T. (1984). Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi (Geçmişte ve Bugün). İstanbul Üniversitesi Yayınları: 3255,
Eczacılık Fakültesi Yayınları: 40, 520 s., İstanbul.
(5) Abou-Donia, A.H., De Giulio, A., Evidente, A., Gaber, M., Habib, A.A., Lanzetta, R. & El-Din, A. (1991).
Narciclasine-4-O-beta-D-glucopyranoside, a glucosyloxy amidic phenanthridone derivative from Pancratium
maritimum. Phytochemistry, 30 (10): 3445-3448.
(6) Abbasy, MA., el-Gougary, OA., el-Hamady, S., Sholo, MA. (1995). Insecticidal, acaricidal and synergistic
effects of soosan, Pancratimum maritimum extract sand constituents, J. Egypt Soc. Parasitol, Apr. 28
(1),197-205.
(7) Gümüş, C., (2015). Kum zambağı (Pancratium maritimum L.) bitkisinde yapılan araştırmalar üzerinde bir
inceleme, Derim, 32 (1):89-105.
(8) Şekeroğlu, Z. A., Şekeroğlu, V. (2011). Genetik toksisite testleri, Türk Bilim Araştırma Vakfı, Cilt:4, Sayı:3,
Sayfa:221-229.
(9) Õskesjo, G. (1985). The Allium test as a standart in environmental monitoring. Hereditas, 102: 99- 112.
22
(10) Arslan, O., Ş. Bal, N. Yenice ve S. Mirici. (2001). Gamma ray-induced mitotic abnormalities in Helianthus
annuus L. Variety Ekiz 1, Helia, 24, Nr. 35, 39-46,
(11) Elçi, Ş., Sancak, C. (2013). Sitogenetikte Araştırma Yöntemleri ve Gözlemler. Ankara Üniversitesi Yayınevi,
Ankara.
(12) Yıldız, M., Arıkan, S. E., (2007). Pestisitlerin sitotoksik etkileri ve bitki biyotestleri, Anadolu Üniversitesi Bilim
Ve Teknoloji Dergisi, Cilt / Vol. 8 – Sayı/No: 2 : 299-311.
(13) Adegbite A.E., Ayodole M.S., Odunbaku K.R., Idehen E.O. (2009). Mutagenic effect of neem leaf
(Azadirachtaindica) extractused in traditional medicine on Allium cepa L., Scientific Researc hand Essays,
Vol.4(11), pp.1315-132.
(14) Nwakanma N.M.C., Okoli B.E. (2010). Cytological effects of the root extracts of Boerhaavia diffusa on root
tips of Crinumjagus, Eur Asia J. Bio Sci., 4,105- 111.
(15) Tokur S. (1992). Ceviz ( Juglansregia L.) ve atkestanesi (Aesculus hippocastanum L.) yaprak ekstrelerinin bazı
genetik etkileri, Anadolu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, C. IV, Sayı 1,63-76.
(16) Gönen, U., Aloe vera L. (2007). Jel ekstraktlarının, Allium cepa L. kök ucu hücrelerinde mitotik indeks ve faz
indeksi üzerine etkisi, (Doktora Tezi). Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kayseri.
23
ÖRNEK FEN BİLGİSİ PROJESİ RAPORU- 2
KUTUP BUZULLARIN ERİMESİNİ ENGELLEMEK İÇİN YÜZEY KAPLAMA
MATERYALİ GELİŞTİRME
1. Giriş
Küresel ısınma bizi ve birçok canlıyı olumsuz etkilemekte olan ve eğer önlem alınmazsa ileriki yıllarda daha
olumsuz etkilerin görülebileceği bir süreçtir. Her ne kadar enerji üretim yöntemlerindeki karbon salınımları
düşürülmeye çalışılsa da bu düşüşün olumlu etkileri bir anda görülemez. Örneğin kutuplardaki buzulların
erimesini engelleyecek kadar büyük ortalama sıcaklık düşüşü bir anda sağlanamaz. Dolaysıyla da su altında kalma
ihtimali olan kıyı şeritlerini ve yaşam alanı azalan kutup canlıların kurtarmak için çabuk sonuç veren önlemler de
almak gerekir.
Kutuplarda yapılan araştırmalar, buzulların üzerini kaplayan is partiküllerinin koyu renkleri nedeniyle güneş
ışınlarını soğurmalarının erime sürecini hızlandırdığını göstermektedir (URL-1).
Bu bilgiler ışığında, proje kapsamında kutup buzullarının erimesini engellemek için yüzey kaplama materyalleri
geliştirmek amaçlanmıştır. Bu materyal geliştirilirken güneş ışınlarını yansıtma özelliğinin çok olmasına ve buz ile
hava arasında ısı yalıtımı sağlamasına dikkat edilmiştir. Ayrıca materyalin daha geniş miktarda buzul yüzeyi
kaplamak için kullanılabilmesi için maliyetinin de düşük olması gerekir.
Proje boyunca incelenecek değişkenler:
a. Buzulları temsil eden buz kalıplarının tamamen erime süreleri,
b. Materyallerin dış kısımları ile buza temas eden kısımları arasındaki sıcaklık farkının zamana göre
değişimleri,
c. Maliyetleri
şeklinde sıralanabilir.
2. Yöntem
Bu kısımda çalışmanın modeli, deneysel düzenekler, yapılan işlemler, işlemlerden elde edilen verilerin
değerlendirilmesi, deneyin süreçleri, kullanılan malzemelerden bahsedilmektedir.
Şekil 1. Projede kullanılacak düzenek
Güneşi temsil eden ışık
kaynağı
Termometreler
Buzulları temsi eden
buz kalıbı
Erimeyi engelleyici
materyal örneği
24
Bu araştırmada deneysel bir çalışma yürütülmüştür. Şekil 1’de gösterilen düzenek ve malzemelerle buz eriyinceye
kadar geçen zaman içerisinde, sıcaklık verileri eşit zaman aralıklarında toplanmış ve buzun tamamen erimesi için
geçen süre kronometre ile ölçülmüştür (2,3,4). Elde edilen bulgular ışığında geliştirilen materyallerden hangisinin
daha verimli oluğuna karar verilecektir.
Materyaller denenmeden önce kontrol amacıyla buz kalıpları üzerine hiçbir şey konmadan deneme yapılmıştır.
Bu deneme sonucu elde edilen veriler kontrol grubu verileri olarak diğer verilerin yanında verilecektir.
Denemeler sırasında sabit tutulan değişkenler güneş ışığını temsil eden ışık kaynağı, buz kalıplarının kütleleri ve
şekilleridir.
Materyallerin nitelikleri de aşağıdaki gibidir.
Materyal 1: Alüminyum folyo
Materyal 2: İlk yardım çantalarındaki yanık örtüsü
Materyal 3: 0,5 cm kalınlığında strafor
Materyal 4: İlk yardım çantalarındaki yanık örtüsü kaplı 0,5 cm kalınlığında strafor levha
3. Bulgular
Projede, denemler sonucu elde edilen veriler Tablo 1’deki gibidir.
Tablo 1. Elde edilen veriler
Materyaller
Tamamen
Erime
Süresi
(dakika)
20 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
40 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
60 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
80 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
100 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
60 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
80 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
100 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
120 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
140 dakika
sonunda
sıcaklıklar
(oC)
Üst Alt Üst Alt Üst Alt Üst Alt Üst Üst Alt Alt Üst Alt Üst Alt Üst Alt Üst Alt
Kontrol 41 5 10 – – – – – – – –
Materyal 1 62 34 -15 40 -4 45 4 – – – – – – – – – – – – – –
Materyal 2 85 34 -15 40 -8 43 -2 49 3 – – – – – – – – – – – –
Materyal 3 120 30 -17 36 -14 40 -10 44 -8 47 -4 48 0 49 1 49 1 49 3 49 3
Materyal 4 145 25 -17 30 -15 34 -12 38 -10 41 -8 43 -6 45 -3 47 0 49 1 49 2
Tablodaki bulgulara ek olarak materyallerin 1 m2’lerinin maliyetleri sırasıyla 1 TL, 0.7 TL, 0.4 TL ve 1,1 TL’dir.
Tamamen erime süreleri ve her 20 dakikada bir yapılan sıcaklık ölçümleri sonucunda, ısı iletimi en az olan, güneş
ışınlarını yansıtma özelliği en iyi olan dolayısı ile erimeyi engellemek için en iyi materyalin Materyal 4 olduğu
görülmektedir. Ancak bu materyalin maliyeti diğer materyallerden fazladır.
4. Sonuç ve Tartışma
Elde edilen bulgular ışığında her ne kadar en etkili materyal Materyal 4 olsa da maliyet değişkeni de hesaba
katıldığında Materyal 3’ün en uygun seçenek olduğu düşünülmektedir. Bu sonucun ortaya çıkmasındaki
nedenlerden biri straforun ısı yalıtımı sayesinde buz ile hava arasında meydana gelecek ısı geçişini
yavaşlatmasıdır. Diğer bir neden ise straforun beyaz rengi nedeniyle ışık ışınlarını soğurmaktan çok yansıtmasıdır.
En verimli materyal strafor levhalardan oluşmaktadır. Straforun parçalanabiliyor olması nedeniyle doğaya zarar
25
verme ihtimali söz konusudur. Bu nedenle maliyeti düşük uygun farklı bir materyalle kaplanması uygun olacaktır.
6. Kaynaklar:
(1) URL-1: http://www.nasa.gov/vision/earth/environment/arctic_soot.html
(2) Serway, R. A. and Beichner, R. J. (ÇE: K. Çolakoğlu) Serway and Beichner. (2000). Fen ve Mühendislik için
Fizik, 5. Baskı.
(3) Young,H.D and Freedman, R. A. (ÇE: H. Ünlü) . (2009). Üniversite Fiziği Cilt 1.
(4) Karaoğlu ,B, Üniversiteler için Fizik . (2012). Cilt 1 ve cilt 2
26
ÖRNEK FENBİLGİSİ PROJESİ RAPORU- 3
SIVILAR AYNI HIZDA MI BUHARLAŞIR?
1. Giriş
Maddeler genellikle üç halden birinde bulunur: katı, sıvı ve gaz. Etrafımızdaki birçok madde sıvıdır. Pek çok
yiyeceğimiz ve içeceklerimiz sıvı içerir. Banyo yapmak için, temizlik için sıvıları kullanırız, hatta televizyonlarımızda
bile sıvı bulunmaktadır (1). Maddeler, uygun koşullar sağlandığında bir halden diğerine geçebilirler. Örneğin su
buharının sıcaklığını azalttığımızda önce sıvı suya, sonra buza dönüştüğünü görebiliriz; katı haldeki buzun
sıcaklığını artırdığımızda ise katı haldeki buz önce sıvı suya sonra su buharına dönüşür. Sıvı moleküllerinin sıvı
yüzeyinden ayrılarak gaz ya da buhar haline geçişine buharlaşma denir (2).
Bir sıvıyı oluşturan moleküllerin gaz haline geçebilmesi için sıvı moleküllerini bir arada tutan kuvvetlerin yenilmesi
gerekir. Bu nedenle sıvı maddeler buharlaşma sırasında çevrelerinden enerji alırlar. Saf maddeler için kaynama
sadece belirli bir sıcaklıkta olurken, buharlaşma farklı sıcaklıklarda olabilir (2). Çünkü düşük sıcaklıklarda bile
sıvının yüzeyinde bulunan bazı moleküllerin enerjisi moleküller arasındaki çekim kuvvetlerini yenebilecek kadar
yüksektir ve bu yüksek enerjili moleküller gaz fazına geçebilirler.
Buharlaşma birçok yerde olmaktadır; örneğin, denizlerde, göllerde buharlaşma olur. Yağmur suları kururken
buharlaşma olur. Evlerimizde yemekler pişerken, yıkanan çamaşırlarımız kururken buharlaşma olmaktadır.
Buharlaşma, karışımları ayırmak için de kullanılmaktadır. Örneğin tuzlu sudaki suyu buharlaştırarak çözünmüş
olan tuzu elde edebiliriz (2). Türkiye’nin en büyük gölü olan Tuz Gölü’nden tuz elde edilirken de buharlaşmadan
yararlanırız (3). Tüm sıvılar yeterli enerjiye sahip olduklarında buharlaşarak gaz fazına geçebilirler. Acaba tüm
sıvılar aynı hızda mı buharlaşmaktadır?
Bu projenin araştırma konusu farklı sıvıların buharlaşma hızını karşılaştırarak tüm sıvıların aynı hızda buharlaşıp
buharlaşmadığını belirlemektir. Bu amaçla aşağıdaki araştırma sorusuna cevap aranmıştır.
Araştırma Sorusu: Su, aseton ve sıvı yağın buharlaşma hızları aynı mıdır? Tüm sıvılar aynı hızda mı buharlaşır?
Hipotez: Su, aseton ve sıvı yağ farklı özellikleri olan sıvılardır. Birçok özelliği farklı olan bu sıvıların buharlaşma
hızları da farklı olacaktır.
2. Yöntem
Araştırma sorusunu cevaplandırabilmek için su, aseton ve sıvı yağdan aynı miktarda alınarak aynı koşullarda
buharlaşmaları gözlemlendi. Buharlaşma sonucunda kalan sıvı miktarları kaydedilerek incelenen sıvıların
buharlaşma hızları karşılaştırıldı. Araştırma süresince gerçekleştirilen süreçler aşağıda verilmiştir:
Kullanılan Malzemeler:
100 mL Su
100 mL Aseton (Oje çıkarıcı)
100 mL Sıvı yağ
3 adet 100 mL’lik dereceli silindir
Etiket
27
Süreçler:
1. 3 adet 100 mL’lik dereceli silindire sırasıyla 100 mL su, 100 mL aseton ve 100 mL sıvı yağ konuldu.
2. Dereceli silindirler etiketlendi ve etiketlere içerdikleri sıvılar yazıldı.
3. Sıvıların başlangıç miktarlarını ve buharlaşma sonucunda meydana gelen değişimi kaydedebilmek için bir tablo
hazırlandı (Tablo.1).
4. Sıvıları içeren dereceli silindirler oda sıcaklığında kuru bir yere konuldu.
5. Dereceli silindirlerdeki sıvı miktarları 1 hafta boyunca her gün aynı saatte gözlemlendi ve tabloya kaydedildi.
Araştırmanın Değişkenleri:
Bağımsız Değişken: Bu araştırmada bağımsız değişken sıvı türüdür. Araştırmada su, aseton ve sıvı yağ
kullanılmıştır.
Bağımlı Değişken: Bu araştırmanın bağımlı değişkeni buharlaşma hızıdır. Buharlaşma hızı, sıvı miktarındaki azalma
ölçülerek belirlenmiştir.
Kontrol Değişkenler: Sadece sıvı türünün buharlaşma hızına etkisini belirleyebilmek için, buharlaşmayı
etkileyebilecek diğer faktörler sabit tutulmuştur. Bu araştırmadaki kontrol değişkenleri: sıvıların konulduğu
dereceli silindirler, sıvı miktarı, sıvıların konulduğu yer, sıvı miktarını gözlemleme zamanlarıdır.
3. Bulgular
Araştırma süresince 7 gün boyunca her gün aynı saatte ölçülen sıvı miktarları Tablo 1’de verilmiştir. Ayrıca, elde
edilen veriler grafiğe geçirilerek sıvı miktarlarındaki değişim grafiksel olarak gösterilmiştir (Şekil 1).
Tablo 1. Buharlaşması gözlemlenen su, aseton ve sıvı yağın miktarlarındaki değişimler (mL olarak)
Gün Su Aseton Sıvı yağ
1 100 100 100
2 98 93 100
3 96 85 100
4 94 78 100
5 91 71 100
6 88 64 100
7 86 56 100
28
Şekil 1. Buharlaşması gözlemlenen su, aseton ve sıvı yağın miktarlarındaki değişimler (mL olarak)
4. Sonuç ve Tartışma
Araştırmanın sonuçları, incelenen sıvıların aynı hızda buharlaşmadığını göstermiştir. Sıvı yağ araştırma süresince
neredeyse hiç buharlaşmamış, aseton ise sudan ve sıvı yağdan daha hızlı buharlaşmıştır. 7 gün sonunda
buharlaşan su miktarı 14 mL, buharlaşan aseton miktarı 44 mL, buharlaşan sıvı yağ miktarı ise 0 mL olmuştur. Bu
sonuçlar, “farklı sıvıların buharlaşma hızları farklı olacaktır” hipotezini desteklemiştir.
Bu bulgu, sıvıları içeren işlemlerde en uygun sıvıyı seçebilmek için önemlidir. Örneğin, kuru temizlemede kirleri
çözme özelliği birbirine benzer olan sıvılar içinden en hızlı buharlaşan sıvı tercih edilebilir. Çünkü temizleme
işleminden sonra giysilerde kalan sıvının hızlıca buharlaşarak uzaklaşmasını isteriz. Yakıt olarak kullandığımız
sıvılarda ise buharlaşmanın az olmasını isteriz. Diğer yönlerden birbirine benzer sıvıların buharlaşma hızlarını
belirlediğimizde amacımıza daha uygun olan sıvıları seçebiliriz.
Bu araştırmada, sıvı türünün buharlaşma hızına etkisi araştırılmış ve farklı maddelerin buharlaşma hızlarının farklı
olduğu belirlenmiştir. Bu konuda yapılacak ilave araştırmalarda sıcaklık, sıvı miktarı, yüzey alanı, hava koşulları,
suda çözünen tuz miktarı gibi değişkenlerin buharlaşmayı ve buharlaşma hızını nasıl etkilediği araştırılabilir.
5. Kaynakça
(1) Demirbaş, K. (2008). Böyle çalışır…, Bilim ve Teknik, Nisan 2008, 112.
(2) Petrucci, R.H., Herring, F.G., Madura, J.D. ve Bissonnette C. (2015). Genel Kimya, (Cilt I) (T. Uyar, S. Aksoy ve R.
İnam, Çev.Ed.) Ankara: Palme Yayınevi.
(3) Tüysüzoğlu, B.B. (2004). Anadolu’nun kalbinde bir iç deniz: Tuz Gölü, Bilim ve Teknik, Haziran 2004, 52-56.
0
20
40
60
80
100
120
1 2 3 4 5 6 7
Sıvı miktarı (mL)
Gün
Su
Aseton
Sıvı yağ
29
MATEMATİK PROJELERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Matematik, yaşamımızda karşılaştığımız olaylar karşısında “neden”, “niçin”, ”nasıl”, “ne zaman” v.b. gibi sorulara
“bana göre” , “bize göre” demeksizin cevap bulmaya çalışan bilimsel bir disiplindir. Bu nedenle matematik
eğitiminden doğru ve aksiyomatik düşünebilme becerilerini geliştirmesi beklenir. Matematik öğretimi diğer
disiplinlerden farklı olarak ele alınmalıdır çünkü matematikte bir konunun öğretiminde diğer disiplinlere nazaran
motivasyon bulmak biraz daha zordur.
Çoğumuzun kabul edeceği gibi matematik derslerinde, öğrencileri düşünmeye sevk etmekten ziyade bir takım
prosedürler, kısa yollar direkt olarak anlatılmaya çalışılmaktadır. Ana tema anlatılıp buna bağlı bir takım
formüller, yöntemler ve kısa yolların örnekler çözülerek ezberlenmesi istenmektedir. Yani basit olarak sadece
“anla” diyerek öğrencinin öğrenmesi beklenmektedir. Hâlbuki nasıl matematik yapılacağını anlatmaktan ziyade
öğrencilere konu hakkında düşünebilmeleri, konuşabilmeleri, modelleme yapabilmeleri ve matematiğe anlam
kazandırabilmeleri yönünde rehberlik edilmelidir.
Matematik öğrenme, problem çözme, betimleme, iletişim kurma, temsil etme, muhakeme ve ilişkiler kurabilme
şeklinde devam eden aktif bir süreçtir. Bu nedenle aşağıdaki hususları içerecek şekilde öğrencilere düşünebilmeyi
öğretecek metotlar geliştirilmelidir:
· Öğrencilere nasıl matematik yapacağının anlatılmasından ziyade keşfetmeyi, incelemeyi, gözlem
yapmayı, model kurmayı, konu hakkında tartışma yapabilmeyi ve kavramayı hedef alan sınıf
faaliyetlerinin organize edilmesi,
· Öğrencilerin matematik düşüncelerini uyarıcı ve teşvik edici doğru soruların kullanılması,
· Problem çözme yeteneğini ve düşünme becerilerini geliştirecek tecrübelerin düzenlenmesi bunlardan
bazılarıdır.
Hazırlanması istenen proje çalışması da yukarıda belirtilen öncelikler göz önüne alınarak, öğrenciye matematik
disiplin kazandıracak nitelikte olmalıdır. Öğrencilerin proje çalışmasına yönlendirilmesindeki amaç onlara ileri
seviyede düşünebilmelerini sağlamak ve nasıl bilimsel araştırma yapacaklarını öğretmektir. Öncelikle projenin
orta öğretim öğrencileri arasında yapılan bir yarışmaya yönelik olduğu göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla
yapılacak çalışmanın özgün olmasına ilaveten matematiğe yeni bir katkı yapacak bir sonuç geliştirilmesi
beklenmemektedir. Özgünlük, bilinen bir sonucun öğrencinin bakış açısıyla açıklanması, ele alınan konuya farklı
bir anlam kazandırabilmesi veya model geliştirebilmesi şeklinde anlaşılmalıdır.
Yapılacak proje çalışmasından elde edilen sonuçlar doğru olmalı ve bilinen sonuçlarla çelişmemelidir. Orta
öğretim seviyesinin üzerinde bir proje hazırlanmış olsa bile yapılan çalışmanın herkes tarafından takip
edilebilecek ve anlaşılabilecek şekilde basit olarak anlatılmalıdır.
30
MATEMATİK PROJESİNE ÖRNEK BİR RAPOR
BİLYE PROBLEMİ İLE MATEMATİKSEL DÜŞÜNCE
1. Giriş
Hayatın her alanındaki problemlerin matematiksel düşünceyle sorgulanması çözümler üzerinde daha fazla bilgi
sahibi olmamızı sağlamaktadır. Basit aritmetiğe dayalı bir problem sorulduğunda deneme yanılma yöntemleri ile
çözülebilir. Bu denemelerin sayısı kişiden kişiye göre değişir. Tam bir motivasyon ve dikkat yoğunluğu bu
denemelerin sayısını azaltacaktır. Örneğin hücre hapsinde bulunan bir kişiye böyle bir soru sorulup, çözüme
ulaştığında özgür kalacağı söylenirse, çözümü kısa zamanda yapacaktır. Çünkü çözüme ulaştığında alacağı
mükâfat onu yeterince motive edecek aynı zamanda etrafında dikkatini dağıtacak bir şey olmadığından problem
üzerine yeterince yoğunlaşabilecektir. Bu demek oluyor ki herkes yeterince motive olduğunda bu şekildeki
problemleri çözebilir. Matematik bir problemin çözümünü bulmak değildir, çözümün neden böyle olduğunu
açıklamak ve başka çözümlerin olup olmadığını araştırıp bir sonuca varmaktır. Bu bağlamda biz bir bilye
problemini ve içerisinde barındırdığı matematiği araştırmaya çalışacağız.
BİLYE SORUSU: 1000 tane bilyeyi 10 tane torbaya nasıl dağıtalım ki, herhangi sayıda bilye istendiğinde tek tek
sayarak bu sayıya ulaşmak yerine torbalardan bir kaçını vererek bu sayıya ulaşalım.
1. 1. Amaç
Bu ve benzeri sorular sorulduğunda birçoğumuz çözümün imkânsız olacağını düşünürüz. Yeterince dikkat toplayıp
basit düşünerek, sonlu denemelerle soruyu çözebiliriz. Fakat matematiği kullanmaksızın başka çözümlerin var
olup olmadığını ve neden çözümün böyle olacağını açıklayamayız. Bu soru sayesinde matematiğin günlük
hayatımızda nasıl rol oynayacağını ve önemini anlatmaya çalışacağız.
2. Yöntem
Sorunun çözümü her ne kadar deneme yanılmayla bulunabilecek gibi olsa da, çözümün tekniği ve tekliği v.b. gibi
sorular için aşağıdaki bazı temel matematik bilgiler kullanılacaktır.
2. 1. Taban aritmetiği
Teorem:ı ∈ ℤ ve ı > 1 olsun. Her ı tamsayısını
ı = ıııı + ıııııııı + ıııııııı + ⋯ + ıııı + ııı+ ıı
şeklinde tek türlü olarak yazabiliriz. Burada ıılerı dan küçük ve 0 dan büyük veya eşit olabilen tamsayıları
göstermektedirler.
ı = ııııııııııı …ıııııııı
Bu gösterime ı tamsayısının ı tabanına göre gösterimi denir[1].
Bunu biraz açıklayalım: burada amaç ı tamsayısı içinde ı nın en büyük kuvvetinden kaç tane olduğunu
bulmaktır, yani ıı den ıı tane; ıııı den ıııı tane, … ııdenıı tane, ı dan ıı tane var demektir.
Gündelik hayatımızda ı = 10 olur, yani 10 luk tabanı kullanırız. Örneğin,
42573 = 4. 10ı + 2. 10ı + 5. 10ı + 7.10 + 3
31
3. Bulgular
3. 1. Problemin Çözümü:
Probleme birçok deneme yanılma ile yaklaşılabilir, ancak en basit mantıkla başlarsak;
1 bilye istendiğinde verebilmemiz için mutlaka bir torbaya 1 bilye koymalıyız (Şekil 3.1).
2 bilye istenirse bir başka torbaya da 2 bilye koymalıyız. Bu durumda 3 bilye istenirse bu iki torbayı verebiliriz.
4 bilye istenirse bir başka torbaya da 4 bilye koymalıyız. Bu durumda 5,6 ve 7 bilyeye kadar istenen bilye sayısını
bu 3 torba ile verebiliriz:
4+1=5 4+2=6 4+2+1=7
8 bilye istenirse bir başka torbaya da 8 bilye koymalıyız. Bu durumda 9,10,11,12,13,14 ve 15 bilyeye kadar
istenen bilye sayısını bu 4 torba ile verebiliriz(Şekil 3.1):
8+1=9 8+2=10 8+2+1=11 8+4=12 8+4+1=13 8+4+2=14 8+4+2+1=15
16 bilye istenirse bir başka torbaya da 16 bilye koymalıyız. Bu durumda 17,18,…, 30 ve 31 bilyeye kadar istenen
bilye sayısını bu 5 torba ile verebiliriz:
16+1=17 16+2=18 16+2+1=19 16+4=20 16+4+1=21
16+4+2=22 16+4+2+1=23 16+8=24 16+8+1=25 16+8+2=26
16+8+2+1=27 16+8+4=28 16+8+4+1=29 16+8+4+2=30 16+8+4+2+1=31
32 bilye istenirse bir başka torbaya da 32 bilye koymalıyız. Bu durumda 33, 34,…, 62 ve 63 bilyeye kadar istenen
bilye sayısını bu 6 torba ile verebileceğimiz benzer şekilde görülebilir.
Dolayısıyla 7. torbaya 64 bilye; 8. torbaya 128 bilye; 9. torbaya 256 bilye koyarsak toplam
1+2+4+8+16+32+64+128+256=511
511 bilyeyi 9 torbaya dağıtmış oluruz ki, geriye 1000-511=489 tane bilye kalır, bu 489 bilyeyi de 10. torbaya
koyarız.
Şimdi herhangi bir ı –tane bilye istendiğinde hangi torbaları vereceğimizi açıklayalım:
Eğer ı > 511 ise 10.torbadaki 489 bilyeyi veririz. Geriye ıı − 489ı tane kalır ki, bu sayı da 511 den küçüktür.
Örneğin 892 tane bilye istenirse
892-489= 403
403-256= 147
147-128=19
19-16=3
3-2=1
892 = 489 + 256 + 128 + 16 + 2 + 1 = 489 + 2ı + 2ı + 2ı + 2 + 1
Demek ki 1,2,5,8,9 ve 10 numaralı torbaları verirsek, istenilen 892 bilyeyi vermiş oluruz.
Şekil 3.1
32
3.2. Problemin Matematiksel Düşünce ile İncelenmesi:
Bulduğumuz çözüme dikkat edersek 2 nin kuvvetleri olduğunu görebiliriz. Taban aritmetiğinden biliyoruz ki her
tamsayının, özel olarak 1 ile 1000 arasındaki tamsayıların 2 tabanında gösterimi vardır. İstenen bilye sayısına n
dersek, n tamsayısının 2 taban gösterimi 0 ve 1 rakamlarından oluşacaktır. Örneğin n=746 alırsak, bu tamsayının
2 taban gösterimini bulmak için kendisinden küçük en büyük 2 nin kuvvetini bulup çıkararak sıfıra ulaşmaya
çalışalım:
2ı = 4
2ı = 8
2ı = 16
2ı = 32
2ı = 64
2ı = 128
2ı = 256
2ı = 512
746-512=234
234-128=106
106-64=42
42-32=10
10-8=2
Dolayısıyla
746 = 512 + 128 + 64 + 32 + 8 + 2
= 2ı + 2ı + 2ı + 2ı + 2ı + 2
746 = ı1011101010ıı
Böylece bilye miktarı belli olduğunda o sayının ikilik taban gösterimindeki 1 rakamlarının yerlerine göre
vereceğimiz torba numaraları tam olarak bellidir. Şimdi ikilik taban yerine üçlük taban gösterimini kullansak daha
az torba sayısı elde edilebilir mi diye akla gelebilir. Üçlük taban gösterimi 0,1,2 rakamlarından oluşacağı için 1
rakamının görüldüğü kuvvet için 1 torba gerekirken, 2 rakamının görüldüğü kuvvet için aynı sayıda 3 ün kuvveti
miktarınca bilye içeren 2 torba alınması gerekir. Buradan hareketle elimizde 3 ün kuvvetleri miktarınca bilye
içeren her torbadan 2 adet bulunmalıdır, yani problemimiz için
3ı = 9
3ı = 27
3ı = 81
3ı = 243
3ı = 729
1,3,9,27,81,243,729 adet bilye içeren torbalar gerekli ve 1000 sayısını karşılamak üzere son torba haricinde diğer
torbalardan elimizde 2 şer tane bulunmalıdır. Dolayısıyla 1,1,3,3,9,9,27,27,81,81,243,243,729 adet bilyeler içeren
13 adet torbaya ihtiyacımız var demektir.
33
4. Sonuç ve Tartışma
Problemimizde ikilik taban kullanarak 10 torba ile her istenilen bilye sayısını karşıladığımızı görürken, üçlük taban
kullandığımızda torba sayısı 13 tane olmalıdır. Dolayısıyla problemimiz için çözüm ikilik taban kullanılarak elde
edilen çözümdür. Bu problemi aşağıdaki gibi gerçek hayat problemi olarak da düşünebiliriz.
Devamlı kamyonlarla belli yerlere yük gönderen bir işletmede çalıştığımızı düşünelim. İşimizin hızlı olması icabı
kamyonların hedefe ulaşma hızı kadar gelen kamyonu işletmemizde doldurup boşaltma sırasındaki bekleme
zamanı da önemli olacaktır. Taşıma şirketlerince gönderilen kamyonların taşıma kapasitesi değişken kapasiteli
oluyorsa her seferinde kamyonu doldururken farklı ürün tartımı/ayrımı yapılacağı için bekleme süresi artacaktır.
Eğer problemimizde olduğu gibi yüklenecek yükü kamyonların gelmesini bekleme esnasında problemin
çözümünde olduğu gibi farklı paketlere ayırıp, herhangi kapasitede gelen kamyona göre uygun paketleri tespit
edip yükleme yaparsak, yükleme süresini minimuma indirmiş oluruz.
Bu çalışmadan da görüleceği üzere gerçek hayat problemlerinin birçoğunu çözerken, deneme yanılma yerine
matematiksel düşünce ile çözersek hem çözüm süresi hızlanacak hem de çözümle ilgili farklı durumları
yorumlayabileceğimiz bir matematiksel modelimiz olacaktır. Burada taban aritmetiğini bilye sorusu üzerine
kurguladık; aynı strateji başka senaryolar üzerine kurgulanarak yeni problemler oluşturulup çözülebilir.
5. Kaynaklar
(1) Asar A. O., Arıkan A. (2012). Sayılar Teorisi. Gazi Kitabevi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.