Amerikan araştırmacılar, evlat edinilmiş 245 çocuk üzerinde 7 yıl süren araştırmalarında şu sonuca vardılar: Kalıtım zekayı (IQ) kesin olarak etkilemektedir. Evlat edinilmiş çocukların zekası, kendilerini evlat edinen ebeveynlerine değil, gerçek anne ve babalarının zekasını yansıtmaktadır. Zekanın kalıtsallığı yaş ile ilgilidir. Çocuklar 3-4 yaşına kadar evlat edinen ebeveynlerinin, daha büyüdükçe de gerçek ebeveynlerinin zekasını göstermektedir. Bu çalışmalar Coloradao Üniversitesinde yapılmıştır. Ancak zekanın kalıtsallığı kanıtlanmışsa da zeka genleri henüz bulunamamıştır. Ayrıca zeka nedir? Matematik formülleri kolayca anlamak mı, başkalarıyla kolay iletişim kurabilmek mi, şiir yazmak mı yeni yemekler icat etmek mi? Aslında zeka çeşitli yetenekleri bir arada içeren karmaşık ve ayrışık bir özelliktir.
(IQ) zeka yaşını gerçek yaşa bölerek ve 100’le çarparak bulunur. Normal Bir insanın (IQ)’su 100 olarak kabul edilebilir.
Zeka ancak adalet ve doğruluğun tam olduğu toplumlarda başarıya dönüşebilmektedir. Böylece kalıtsal özellikler ve çevre koşulları zekanın ortaya çıkışını birlikte etkiliyor. Bireyin dışındaki faktörler örneğin yaşanan yer ve zaman, güncel koşullar, toplumsal yargı değerleri, zekanın ortaya çıkışını engelleyebilmektedir. Buna güzel bir örnek büyük kıtlıklardır. Açlık zekada kalıtımın etkisini sıfırlamaktadır. Çocukların beyinsel gelişimi açlıktan çok o9lumsuz etkilenmektedir. Kalıtsal zeka öyle bir tohumdur ki, ancak adalet ve dürüstlüğün egemen olduğu bir toplumda, iyi beslenme, ideal sağlık koşulları ve iyi eğitim yağmurlarında filizlenmektedir. Ekonomik ve sosyal toprak bereketi olmadıkça zeka tohumları gelişmez. Zeka, anlamak ve aldanmamak demektir. O halde aldatmak isteyenlerin ağır bastığı toplumlar de zeka önemsenmez hatta dışlanır.
Bir yanıt bırakın