Dil nedir?

Dil üzerine tanım yapmak çok zor olsa da, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir vasıta olarak tanımlayabiliriz. Kendi kanunları içinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlık; milleti oluşturan bireyleri koruyan kollayan, aynı zamanda onun ortak malı olan sosyal bir kurum olmakla birlikte sesler ile örülmüş muhteşem bir yapı ve temeli bilinmeyen zamanlara dayanan gizli anlaşmalar ve sözleşmeler sistemidir. Esasına bakıldığında bu tanıma artık alışılmış ve çoğu kitapta bu tanım kullanılmaya başlanmıştır.

Dilin temel özellikleri arasında ise canlılık, doğallık, millilik, sosyallik, seslilik ve birleştiricilik kavramlarını sayabiliriz. Aslına bakıldığında dil, milletin en güzel, en sihirli ve de en önemli zenginliğidir. Dil kadar bir milletin bireylerini birbirine bağlayan ve birbirlerini severek, doğru bir şekilde anlaşmalarını sağlayan, dil kadar yardımcı başka bir kuvvet daha düşünülemez. Bu yüzden de dilin doğru bir biçimde konuşulması gerekir.

Günün birinde bir öğrencisi Konfiçyüs’e “Bir ülkeyi yönetseniz yapacağınız ilk iş ne olurdu?” şeklinde bir soru yöneltmiştir. Konfiçyüs ise bu soruya “Hiç şüpheniz dili gözden geçirmek ile işe başlardım. Çünkü eğer dil düzensiz olursa sözler düşünceyi doğru anlatamazlar. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Görevler gereği gibi yapılamazsa, adetler ve kültür bozulur. Bunlar bozulursa adalet yanlış yola sapar ve adalet yanlış yola saparsa halk şaşkınlık içine düşer, bu yüzden hiçbir şey dil kadar önemli değildir.” cevabını verir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.