Biz insanoğlu olarak sahip olduğumuz sosyolojik, biyolojik ve de psikolojik özelliklerin gerektirişiyle diğer varlıklarda görmediğiniz birçok özelliğe gerek duyuyoruz. Doğumumuzdan itibaren bireyler olarak fizyolojik ihtiyaçlarımızı gidererek yaşamımızı sürdürmenin yanı sıra toplumsal yaşamlarımızı da devam ettirmek için toplumsal birimlere uyum sağlamaya çalışarak ihtiyacımız olan gereksinimleri karşılamaya çalışırız. Bizler, bu amaç ile yaşamımız boyunca çevremizi ve doğamızı kontrol altına almayı hedefleyerek kendimiz kurallar belirler ve toplum halinde yaşayarak doğal bir getiri olan “kültür”ü meydana getiririz.
Etimolojik köken kısmını inceleyecek olursak terim itibariyle Latince’den geldiğiniz görebiliriz kültür teriminin.. 17. Yüzyılın felseficilerinden biri olan Samuel von Pusendorf, kültürü doğaya karşıt olan ve belli bir toplumsal bağlam içinde ortaya çıkan tüm insan eserleri şeklinde tanımlamıştır. Aslında günümüzde kültürün anlamına baktığımızda ne kadar doğru tanımlandığını da görebiliyoruz.
Kültür dediğimiz terim genel olarak herhangi bir milletin sahip olduğu dini, dili, inanışı, örf ve âdeti hatta zevkini bile içinde taşır. Saydığımız tüm bu unsurlar bütünüyle bir kültürü oluşturan parçalardır.
İncelendiğinde ne kadar kapsamlı olduğu görülebilecek kültür kavramı, aslında bir o kadar da karmaşıktır. Kültür, bir topluma mensup insanların öğrenmiş olduğu her türlü yetenek, beceri ve alışkanlıkları kendisinde toplar. Doğuştan getirdiğimiz özelliklerimizden farklı bir kavram olmakla birlikte kültür, davranışın öğrenilen kısmıdır. Aynı zamanda toplumlarda nesilden nesile aktarılır.
İnsanın kendini toplumun bir bireyi hissetmesi, o toplum ile bütünleşmesi, toplum içinde yetişmesi sırasında bilerek veya bilmeyerek öğrenmeler de tıpkı kültürün aktarılması gibi bir sonraki nesle aktarılacaktır. Bireyin içinde bulunduğu toplum, eski nesillerden aktarılmış kültürün de yardımıyla toplumdaki bireylerin kişiliğini belirler.
Kültür, esasında insanlara öz kimliklerini sunan ve sıradan insanları birbirinden ayıran yegane unsurdur. Tüm bunları oluştururken kültür, aslında oldukça işlevsel bir rol oynar.
Yazımızı şöyle bir toparlamak gerekirse; Kültür, doğanın dışında kalan tüm değerlerin bütünüdür. Ancak çoğu akademisyen ve araştırmacı kültürü maddi kültür ve manevi kültür olmak üzere iki açıdan incelemektedir. Bu iki kültürü ise farklı bir yazımızda detaylı bir şekilde irdeleyeceğiz.
Bir yanıt bırakın